“Türkiye hedeflerine hızlı adımlarla ilerleyecek”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:

G20 Liderler Zirvesi'nde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Sözlerimin başında, beni, eşimi ve heyetimi olumlu bir şekilde karşılayan Brezilya Devlet Başkanı sevgili dostum Lula'ya teşekkür etmek istiyorum.

Kuruluşların temsilcileriyle görüştük. Türkiye, önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da G20 faaliyetlerine aktif olarak katkıda bulundu. Brezilya'nın 2024 başkanlığı için kesin olarak belirlediği üç öncelik; açlık, yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele, enerji dönüşümü ve sürdürülebilir kalkınma, küresel yönetişim ve kurumlarında reformdur. Bunlar yakından takip ettiğimiz konulardır. Adil bir dünya ve sürdürülebilir bir gezegen inşa etmek temasıyla gerçekleştirilen zirvedeki açılış konuşmamda, Türkiye'nin kimseyi geride bırakmama sloganıyla yürüttüğü insani kalkınma faaliyetlerine dikkat çektim.

Öncelikle şunu ifade etmek isterim: Türkiye, milli geliriyle orantılı olarak 2015 yılından bu yana dünyaya en fazla insani yardım sağlayan ülkelerden biri. Çatışma bölgelerinden kaçarak ülkemize sığınan 4 milyona yakın yerinden edilmiş insana ev sahipliği yapıyoruz.

Karadeniz Hamlesi ile 33.000'den fazla tahıl ürününün Türk Boğazı üzerinden dünya pazarlarına ulaşmasını sağladık.

Afrika'dan Asya'ya, Haiti'den Afganistan'a, kıtlığın, açlığın, afetlerin, çatışmaların, trajedilerin olduğu her yerde Türkiye, ilgili tüm resmi kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının yanındadır. İhtiyaç sahiplerinin her zaman yanındadır. İsrail saldırıları karşısında yaşam mücadelesi veren Gazze ve Lübnan'daki kardeşlerimize de yardım eli uzatıyoruz.

Gönderdiğimiz 86 bin ton yardımla Filistin'e en çok destek veren ülkelerden biriyiz. Lübnan'daki kardeşlerimize ulaştırdığımız yardım miktarı 1.300 tonu aştı. Filistin konusunda bizimle aynı duyguları paylaşan Brezilya'nın açlık ve yoksullukla mücadelesini takdirle karşılıyoruz.

“Küresel Yönetişim Kurumlarının Reformu” başlıklı zirve oturumunda, mevcut uluslararası sistemin bir an önce eşitlikçi ve katılımcı bir temelde reforme edilmesi gerektiği vurgulandı. COVİD-19 salgını sürecinde ülkeler arası iş birliğinin büyük ölçüde çöktüğünü gördük.

Bugün tüm insanlığın vicdanını acıtan savaşlar, doğal afetler ve zulümler karşısında uluslararası kuruluşların başarısızlığına tanık oluyoruz. Bu kuruluşların en önemlisi, asıl görevi küresel istikrar ve barışı korumak olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'dir. Güvenlik Konseyi, Birleşmiş Milletler'e üye 193 ülkenin hukuki kaygılarını dikkate almak yerine, yalnızca 5 daimi üyenin çıkarlarını ön planda tutan ve bu 5 ülkeye hizmet eden elitist bir yapıya dönüştü.

Günümüzün çoğulcu dünyasında bunun makul, mantıklı, tutarlı bir açıklaması olamaz. Her fırsatta söylediğim gibi “Dünya beş kişiden büyüktür.” Çok yakın bir coğrafyada Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş, bu gerçeği bir kez daha tüm insanlığın yüzüne vurmuştur.

Türkiye olarak daha adil bir düzen kurma çabamızın merkezinde etkin bir Birleşmiş Milletler sistemi, merkezinde de Güvenlik Konseyi reformu yer alıyor. İlk kez 11 yıl önce yaptığımız bu önemli tespitin her geçen gün daha geniş bir kitle tarafından benimsendiğini görüyoruz. Özellikle sesi ve talepleri dışlanan, mevcut mekanizmaların mağduru olan Latin Amerika, Afrika ve Asya'dan ciddi destek alıyoruz.

İsrail'in Gazze'ye yönelik kanlı saldırıları

İsrail'in Batılı güçlerin desteğiyle bölgemizde uyguladığı devlet terörünün insani maliyeti her geçen gün artıyor.

Sebep ne olursa olsun tarih, bu zulme ve giderek artan vahşete sessiz kalanları affetmeyecektir.

Bizim derdimiz işgal ve işgal politikalarıyla coğrafyamızı kaosa ve istikrarsızlığa sürükleyenlerledir.

Girişimlerimiz sonucunda G20 liderlerinin açıklamalarında Gazze'ye ilişkin güçlü açıklamalara yer verildi.

Özellikle bu dönemde Filistin Devleti'nin daha fazla ülke tarafından tanınması çok önemli.

Yeni Amerikan yönetiminin barış yolunda daha cesur, daha basiretli ve daha destekleyici adımlar atmasını umuyor ve diliyorum.

Bölgemizdeki çatışmaların ve krizlerin çözülmesiyle Türk ekonomisinin toparlanması hızlanacak ve Türkiye hedeflerine doğru ilerleyecektir.

Dünya, İsrail'in zulmüne karşı beklediğimiz tavrı henüz alamadı ama Türkiye olarak bu mücadeleyi dostlarımızla el ele sürdürüyoruz.

Türkiye olarak yalnız kalsak bile mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz.

Ayrıntılar yakında…

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp
Popüler Firmalar
Güncel Haberler
Sponspor Bağlantılar: